Sınır ve Sınırlama arasındaki fark
Olarak kullanıldığında isimler , limit bir kısıtlama anlamına gelirken sınırlama sınırlama eylemi veya sınırlı olma durumu anlamına gelir.
Sınırı aynı zamanda fiil anlamı ile: kısıtlamak.
Sınırı aynı zamanda sıfat anlamı ile: sabit limitli bir oyun olmak.
diğer tanımları için aşağıya bakın Sınırı ve Sınırlama
-
Sınırı var isim :
Bir kısıtlama; birinin ötesine geçemeyeceği bir sınır.
Örnekler:
'Yürütme gücünün mevcut birkaç sınırı vardır.'
'Bu gece iki kadeh benim sınırım.'
-
Sınırı var isim (matematik):
Bir dizinin yakınsadığı değer. Aynı şekilde, bir dizinin üst sınırının ve alt sınırının ortak değeri: üst ve alt sınırlar farklıysa, dizinin sınırı yoktur (yani yakınsamaz).
Örnekler:
Karşılıklılar dizisinin sınırı sıfırdır.
-
Sınırı var isim (matematik):
Bu sınır kavramının çeşitli soyutlamalarından herhangi biri.
Örnekler:
'Kategori teorisi, çok genel bir limit kavramını tanımlar.'
-
Sınırı var isim (kategori teorisi):
Aynı diyagramın diğer herhangi bir konisinin benzersiz bir şekilde faktör oluşturabileceği bir diyagramın konisi.
Örnekler:
'hiponim uçbirim nesnesi kategorik ürün geri çekme ekolayzer'
-
Sınırı var isim (poker):
Sabit limitin kısaltması.
-
Sınırı var isim :
Nihai, en yüksek veya en uzak nokta; sınır veya kenar.
Örnekler:
'bir kasabanın ya da bir ülkenin yürüyüş sınırı'
-
Sınırı var isim (eski):
Sınırlarla tanımlanan alan veya şey.
-
Sınırı var isim (eski):
Bir süre sona eren şey; dolayısıyla, dönemin kendisi; tam zamanlı veya kapsam.
-
Sınırı var isim (eski):
Bir kısıtlama; bir çek veya bordür; bir engel.
-
Sınırı var isim (mantık, metafizik):
Belirleyici bir özellik; ayırt edici bir özellik.
-
Sınırı var isim (bisiklet sürmek):
Bir handikap yarışında yola çıkan ilk binici grubu.
-
Sınırı olarak sıfat (poker):
Sabit limitli bir oyun olmak.
-
Sınırı var fiil (geçişli):
Kısıtlamak için; belirli bir sınırın ötesine geçmemek, sınırlar koymak.
Örnekler:
'Yürütmenin gücünü sınırlamamız gerekiyor.'
Bu gece kendimi iki kadehle sınırlandırıyorum.
-
Sınırı var fiil (matematik, geçişsiz):
Belirli bir sette limit olması.
Örnekler:
'Sıra,' 'a' 'noktasında sınırlıdır.'
-
Sınırı var fiil (eski):
Belli bir sınırlı bölge içinde yalvarmak veya işlevleri yerine getirmek.
Örnekler:
'sınırlayıcı bir keşiş'
-
Sınırlama var isim :
Sınırlama eylemi veya sınırlı olma durumu.
-
Sınırlama var isim :
Bir kısıtlama; bir şeyin veya bazı koşulların neden olduğu gerçek veya mecazi bir sınır.
Örnekler:
'Ampütasyonundan sonra tekerlekli sandalyesine girmek, yuvarlanabileceğiniz bir sınırlama gibiydi.'
'Sınav materyalini anladı, ancak korkusu üstesinden gelemediği bir sınırlamaydı.'
-
Sınırlama var isim :
Bir şeyin kullanımını veya değerini sınırlayan bir kusur veya eksiklik.
-
Sınırlama var isim (yasa):
Artık bazı yasal işlemlerin yapılamayacağı bir zaman aralığı.
Örnekler:
'Avukat, açıkça suçlu olan müvekkilinin davasını on yıllık sürenin ötesine taşıyarak cezasız kaldı.'
Kelimeleri karşılaştırın:
Farkı BulEşanlamlılar ve ilgili kelimelerle karşılaştırın:
- sınıra karşı sınır
- sınıra karşı sınır
- sınıra karşı sınırlama
- sınıra karşı kısıtlama
- sınıra karşı sınır
- fonksiyona karşı limit
- sınırlama ve reçete