Glow ve Shine arasındaki fark
Olarak kullanıldığında isimler , parlamak parlayan bir nesnenin durumu anlamına gelir, oysa parlamak bir ışık kaynağından parlaklık anlamına gelir.
Olarak kullanıldığında fiiller , parlamak ısıdan ışık yaymak veya ısıtılmış gibi ışık yaymak anlamına gelir, oysa parlamak ışık yaymak anlamına gelir.
diğer tanımları için aşağıya bakın Glow ve Parlamak
-
Glow var fiil :
Isıdan ışık yaymak veya ısıtılmış gibi ışık yaymak.
Örnekler:
'Yangın on saat sonra hala yanıyordu.'
-
Glow var fiil :
Işık gibi duygusal bir nitelik yaymak.
Örnekler:
Bağnazlar dinsel coşkuyla parladı.
'Mutluluktan parlıyorsun!'
-
Glow var fiil :
Bir şeye özellikle tutkuyla bakmak.
-
Glow var fiil :
Termal ısıyı yaymak için.
Örnekler:
'Demir, erime noktasına yakın ısıtıldığında kırmızı sıcak parlar.'
'Egzersizlerinden sonra, jimnastikçilerin yüzleri kırmızı parlıyordu.'
-
Glow var fiil :
Parlak ve istikrarlı bir şekilde parlamak için.
Örnekler:
Yeni bebeğin odası parlak ve sevgi dolu renklerle parlıyor.
-
Glow var fiil (geçişli):
Sıcak yapmak için; şifon.
-
Glow var fiil (geçişsiz):
Sıcak hissetmek için; sürtünme, egzersiz vb. nedenlerle deride yanma hissi oluşması yakmak.
-
Glow var isim :
Parlayan bir nesnenin durumu.
-
Glow var isim :
Tutkulu olma veya sıcak duygulara sahip olma durumu.
-
Glow var isim :
Bir ortamdaki veya bir insandaki (özellikle kişinin yüzündeki) rengin parlaklığı veya sıcaklığı.
Örnekler:
Yüzünde parlak kırmızı bir parıltı vardı.
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
Işık yaymak için.
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
Işığı yansıtmak için.
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
Kendini ayırt etmek için; üstün olmak.
Örnekler:
'Yeğenim, hemen parladığı futbola karar vermeden önce diğer sporları denedi ve hızla okul takımının yıldızı oldu.'
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
İhtişam veya güzellikte ışıltılı olmak.
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
Seçkin, göze çarpan veya seçkin olmak; parlak entelektüel güçler sergilemek.
-
Parlamak var fiil (geçişsiz):
Hemen anlaşılır olmak.
-
Parlamak var fiil (geçişli):
(El feneri, lamba, meşale veya benzeri) ile ışık oluşturmak için.
Örnekler:
'Gürültüyü neyin yaptığını görmek için ışığımı karanlığa doğru parlattım.'
-
Parlamak var fiil (geçişli):
Işık gibi parlamasını sağlamak için.
-
Parlamak var fiil (ABD, geçişli):
Aydınlatmak için; yansıyan ışıkla parlamasına neden olmak.
Örnekler:
'avcılıkta, geceleri bir geyiğin gözlerini üzerlerine ışık tutarak parlatmak'
'rfquotek Bartlett'
-
Parlamak var isim :
Bir ışık kaynağından gelen parlaklık.
-
Parlamak var isim :
Yansıyan ışıktan parlaklık.
-
Parlamak var isim :
Kalite veya görünümde mükemmellik.
-
Parlamak var isim :
Ayakkabı Parlatıcı.
-
Parlamak var isim :
Gunes isigi.
-
Parlamak var isim (argo):
Moonshine.
-
Parlamak var isim (kriket):
Bir kriket topundaki veya topun her iki tarafındaki parlaklık miktarı.
-
Parlamak var isim (argo):
Bir insanı sevmek; Fantezi.
Örnekler:
'O kesinlikle senden hoşlandı.'
-
Parlamak var isim (arkaik, argo):
Bir kapari; bir antik; Bir satır.
-
Parlamak var fiil (geçişli):
(Bir şeyin) parlamasına neden olmak için; parlatmak (bir şey); cila (bir şey).
Örnekler:
Ayakkabılarımı pürüzsüz ve pırıl pırıl parlayana kadar parlattı.
-
Parlamak var fiil (geçişli, kriket):
Tükürük ve giysilerini kullanarak bir kriket topunu cilalamak.
Kelimeleri karşılaştırın:
Farkı BulEşanlamlılar ve ilgili kelimelerle karşılaştırın:
- ışın vs parlaklık
- parlamaya karşı parıltı
- parlamaya karşı yaymak
- ışın vs parlaklık
- parlamaya karşı flaş
- parlamaya karşı parlama
- parıltı vs parıltı
- parıltı vs parlaklık
- parıltı vs parıltı
- parıltı vs parıltı
- parıltı vs parıltı
- parıltı vs parıltı
- parıltı vs parlaklık
- yansıtma vs parlaklık
- mükemmel vs parlaklık
- balmumu vs parlaklık
- buff vs shine
- cila vs parlaklık
- furbish vs shine
- parlamak vs parlamak
- parlaklık vs parlaklık
- parlaklık vs parlaklık
- parlaklık vs parlaklık
- parlaklık vs parlaklık
- refulgency vs shine
- parlaklık vs parlaklık
- parlaklık vs parlaklık
- parlaklık vs ihtişam
- cila vs parlaklık
- pürüzsüz vs parlaklık
- parlaklık vs yumuşatmak