Hump ve Hunch arasındaki fark
Olarak kullanıldığında isimler , kambur bir toprak höyüğü anlamına gelir, oysa kambur bir kambur anlamına gelir.
Olarak kullanıldığında fiiller , kambur bir şeyi kamburlaştırmak anlamına gelirken kambur omuzlarını kaldırırken kişinin vücudunun üst kısmını öne doğru bükmek anlamına gelir.
diğer tanımları için aşağıya bakın Kambur ve Kambur
-
Kambur var isim :
Bir toprak höyüğü.
-
Kambur var isim :
Üst omurganın anormal eğriliğinin neden olduğu insanlarda bir deformite.
-
Kambur var isim :
Deve veya zebu gibi yuvarlak etli bir kütle.
-
Kambur var isim (argo):
Cinsel ilişki eylemi.
-
Kambur var isim (İngiliz, argo, kesin makale ile):
Kötü bir ruh hali.
Örnekler:
'kambur ol, kambur ol, kambur ol, birine kambur ver'
-
Kambur var isim (argo):
Acı verici derecede kaba biri.
Örnekler:
'Bu adam tam bir kambur!'
-
Kambur var isim :
Hız tümsek.
-
Kambur var fiil (geçişli):
Bir şeyi kamburlaştırmak için.
-
Kambur var fiil (geçişli, geçişsiz):
Özellikle biraz çaba sarf ederek (bir şey) taşımak.
-
Kambur var fiil (geçişli, geçişsiz):
Kamburlaşmak için.
Örnekler:
'Masayı aşağılamayı bırak seni manyak.'
-
Kambur var fiil (geçişli, geçişsiz):
(İle) seks yapmak.
-
Kambur var isim :
Bir hörgüç; bir çıkıntı.
-
Kambur var isim :
Eğik veya kıvrık bir duruş; bir sarkık.
Örnekler:
Yaşlı adam bir önseziyle yürüdü.
-
Kambur var isim :
Bir teori, fikir veya tahmin; bir şeyin olacağına dair sezgisel bir izlenim.
Örnekler:
Sorunu çözmenin bir yolunu bulacaklarına dair bir önsezim var.
-
Kambur var isim :
Bir iri parça; bir yumru; kalın bir parça.
Örnekler:
'bir miktar ekmek'
-
Kambur var isim :
Dirsekte olduğu gibi bir itme veya itme.
-
Kambur var fiil (geçişsiz):
Omuzlarını kaldırırken kişinin vücudunun üst kısmını öne doğru bükmek.
Örnekler:
'eşanlamlılar: slouch stoop lean'
'Boyun problemlerinden kaçınmak istiyorsanız, bilgisayarınızın üzerine eğilmeyin.'
-
Kambur var fiil (geçişli):
Yükseltmek (omuzlarını) (başını indirirken veya vücudunun üstünü öne doğru bükerken); (kişinin vücudunu) öne doğru eğmek (bazen onu takip etmek).
Örnekler:
Kapının dışında durdular, yağmura karşı bükülerek sigaralarını üflediler.
Omuzlarını kaldırdı ve yere baktı.
-
Kambur var fiil (geçişsiz):
Omuzlarını kamburlaştırarak (bir yere) yürümek.
Örnekler:
'eş anlamlılar: slouch'
-
Kambur var fiil (geçişli):
(Bir şeyden) bir tümsek veya çıkıntı itmek; arka olarak sahtekarlığa.
-
Kambur var fiil (geçişli):
Dirsekle itmek veya itmek için; (birini) itmek veya itmek.
Örnekler:
'eş anlamlılar: dirsek dürtüsü'
-
Kambur var fiil (geçişsiz, konuşma dili):
Bir önseziye sahip olmak veya sezgisel bir tahmin yapmak.
Kelimeleri karşılaştırın:
Farkı BulEşanlamlılar ve ilgili kelimelerle karşılaştırın:
- kambur vs kambur
- kambur vs kambur
- kambur vs önsezi
- kambur vs kambur
- ipucu ve önsezi
- önsezi vs ipucu
- önsezi ve önsezi